24 Ekim 2018 Çarşamba

Evrenselleşen Dünyadan Bloklaşan Dünyaya Toplum




Düne kadar zihniyete göre ayrımlar yaşayan toplumumuz artık bugün bu ayrımları daha da az yaşıyor ve ciddiye alıyor.Bunun diğer nedeni ise evrensel anlamda kapitalizmin yaygınlaşmasıdır.Özellikle popüler kültür insanların tek bir kültür yaşamasına yol açmakta ve bizim gibi çok kültürlü topluluklardan oluşan ulus devletlerde kültürün bir nebze kaybolmasına yol açmaktadır.Hümanizm evrensel sorunlar sonucunda sığınabileceğiniz tek liman haline gelir mi ? bunu zaman gösterecek elbette...


Bugün ülkemizde hümanizm de dahil diğer fikirler gibi dezenforme olmuş ve hümanizmin sanki milliyetçiliğe karşı bir fikir olduğu gibi bir söylem ortaya çıkmıştır.Halbuki milliyetçiliğin bile en katı dönemlerini yaşayan toplumlar dahi hümanizmi kendi toplumlarına entegre etmesini bilmiş ve olaylara erken uyanmıştır tabiri caiz ise.


Bugün dünyamızda ilk adımı İngiltere ve ABD atmış gibi gözüküyor evrenselleşen dünyadan bloklaşan bir dünyaya doğru geriye bir adım atılacak gibi dursa da diğer yandan ekonomik olarak büyük bağların olduğu devletleri de bir kenara bırakmak istemiyor hiçbir devlet.Çünkü ekonomi devletler için toplumlarını yaşatan ve ayakta tutan bir damar ve devletin ilerleyebilmesi, ayakta kalabilmesi için temel unsur niteliğindedir.


Amerikan ekonomisinin bir andan sinyalleri vermesi ve bazı büyük şirketlerin borsadan ayrıldığını duyurması ile ABD ekonomisinin o kadar da iyiye gitmediği dünya tarafından anlaşılmaya başlandı.Ekonominin yanında toplumların diğer ihtiyaçları olan eğitim,sağlık ve özellikle bireyin bir üst seviyede uyanması ile yıldızı çok parlayan demokrasi kelimesi ve toplumların bu kelimeye anlam yüklemesi gayet ilginçtir aslında.


Cahil bir toplumun demokrasi anlayışı çoğulculuktur, ancak demokrasinin çoğulculuk ile bir alakasının olduğunu savunmak ahlaken demokrasiyi öldürmek demekdir.Kitleselleşen bireylerin demokrasi anlayışı ise ideolojilerinin temelleri ve izin verdikleri derecede demoratik bir yapı ile sınırlıdır.Bu yapı ideolojiye değer kattığı sürece demokrasi vardır değer katmıyor ise demokrasi o kadar da önemli değildir.


Diğer yandan Cumhuriyet rejimi demokratik bir yapı da değildir.Bu tür söylemler genelde sol ideoloji kaynaklı zırvalıklardan gelmektedir.Bu kadar büyük dezenformasyonların olduğu bir ülkede herkesin bir ütopyasının olması toplumdaki bireyleri fikri anlamda birbirinden uzak uçurumlara sürüklemektedir.Bu uçurumlar sonucunda toplumdaki bireyler birbirlerinin kültürlerini daha tanımadan ne istediğini dahi anlamadan bir ön yargı geliştirir karşısındaki topluma karşı.


Diğer yandan zaten ekonomik olarak gelişmemiş ülkelerde toplumlara koyulan yasalar ve yasaklar genelde baskı olarak algılanmakta ve bu yönde bir ön yargı ile hareket edilmektedir bireyler tarafından.Ekonominin geliştiği toplumlarda ise toplumun her bireyi neredeyse belli bir seviyede eğitim almış, dünyayı algılayan ve anlayan hatta yeniden anlamlandırmaya çalışan bireylere sahiptir.Bu bireyler özellikle toplum tarafından da dinlenir ve bir etki-tepki oluşur toplum ve birey arasında.


Özellikle en çok İngiltere bu konuda dikkatimi çeken ülkeler arasında yer almaktadır.Bunun sebebi ise İngiltere’nin geçmişinde ve bugüne gelmesindeki hareketliliklerini ara ara takip etmemdir.Yakın zamanda yaptığı bir açıklamada kişi başına düşen eğitim seviyesinin düşmemesi için göçmenlere kapısını kapattığını duyurmuştu İngiltere, bakın görüldüğü gibi gelişmiş toplumlar artık arkadan gelen toplumları yanlarında görmek istemiyor bu biraz da aslında doğadaki kanuna benzemektedir.Eğitim bireyler için gerçekten en önemli anahtar ve dünyaya açılan en büyük penceredir.Eğitimin iyi algılanması ve eğitimin iyi verilmesi eğiticinin de bunu algıladığı anlamlandırdığı kadardır.Bizim gibi geri kalmış toplumlarda daha eğitici sıfatını taşıyan bireyler tam anlamıyla eğitmen olmadıkları için yetişen nesillerin kopuklukları ve farklı farklı tanımlamalar ile yola çıkmaları ayrıca cehaletleri bugün gün yüzüne çıkmıştır.


İlerleyen zamanlarda evrenselleşen bir dünyanın yeniden bloklaşmaya gideceğini belki görebiliriz ancak bilim öyle bir bilgi edinme ve paylaşma süreci ki bu bloklaşmalar bile bilim ile kırılabilir ya da evrenselleşen dünyamızda evrensel sorunlara karşı yine ideolojilerimizi zihniyetlerimizi bir kenera bırakarak hümanizme sığınabiliriz.Hümanizm denildiğinde Türkiye’deki şu saçma hümanizm gelmesin aklınıza…

Salih Yücel GÜR