D. W. Griffith, 1915 öncesinde de sinema tarihinde önemli bir yere sahipti. Bununla birlikte, günümüzde Griffith denildiğinde en çok bu tarihte piyasaya sürülen tartışmalı bir film olan The Birth of a Nation anımsanmaktadır. Pek çoklarınca bir başyapıt olarak görülen The Birth of a Nation ilk Amerikan destanıdır. Filminde, kariyeri boyunca mükemmelleştirdiği yeni bir anlatım tarzını ve modern teknikleri kullanmıştır. Ne var ki filmin içeriği açık bir biçimde ırkçıdır ve yaklaşık bir yüzyıl önce ilk kez sergilendiği andan itibaren son derece ciddi tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Griffith (1875–1948), Kentucky’de büyüdü. Bir konfederasyon albayının oğluydu. 1908 yılında aktörlükten yönetmenliğe geçiş yaptı. On iki ya da on beş dakikalık kısa metrajlı filmler yapıyordu. Son derece üretken bir kişiydi. Sadece 1909 yılında 140’tan fazla film çekmişti.
Bu dönemde aşağıdaki yeniliklerin geliştirilmesine katkıda bulunduğu ileri sürülmektedir:
-Crosscutting: Merak uyandırmak için farklı yerlerdeki olayların birlikte gösterilmesi.
-Bir hikayeyi anlatmak ya da duygusal titreşimler oluşturmak için geniş, orta ya da ayrıntı çekimlerin gerekli şekilde kullanılması
-Yüz ifadeleri ve performansın belli bir biçimde yönlendirilmesi için aktörlerle prova yapılması
Griffith bu tekniklerden herhangi birini keşfetmemiş olmasına rağmen, bu ve benzeri teknikleri bir araya getirerek bir sinema dili ya da “film grameri” oluşturan ilk yönetmen olmuştur. Onun katkıları sayesinde 20. yy başındaki ilkel filmler bir sanat formu haline gelebilmiştir.
The Birth of a Nation’da kullanılan içerik yönetmenin bu katkılarının önüne geçmektedir. The Clansman (aynı zamanda filmin orijinal adıdır) romanına dayanan film, Amerikan İç Savaşı ve yeniden yapılanma dönemine odaklanmaktadır. Filmde Ku Klux Klan yüceltilerek ele alınmaktadır. Filmin gösteriminin ardından çeşitli şehirlerde toplumsal hareketler ortaya çıkmış ve pek çok sinema salonu filmi göstermeyi reddetmiştir. “National Association for the Advancement of Colored People” (NAACP) filmin derhal yasaklanmasını talep etmiştir. Tüm bunlara rağmen The Birth of a Nation mutlak bir ticari başarı elde etti. Film, tüm zamanların en kârlı sinema projesi haline gelmişti. Yirmi yıldan fazla bir süre boyunca da bu unvanını koruyacaktı.
Irkçılık suçlamalarına bir yanıt olarak Griffith, 1916 yılında Intolerance adlı filmini çekti. Film insanlık tarihi boyunca yaşanmış hoşgörüsüzlük örneklerini ele alıyordu. Ticari açıdan başarısız olmuş ve Griffith bu tarihten itibaren bütün enerjisini borçlarını ödemek için harcamıştır. Son filmini 1931 yılında çekmiştir.
Ek Bilgiler
1- “The Birth of a Nation”ın ticari başarısı, 1937 yılında çekilen “Snow White and the Seven Dwarfs” filmi tarafından gölgede bırakıldı. Çekilmesi 110 bin dolara mal olan film, 18 milyon dolarlık bir gişe başarısı elde etmişti.
2- “The Birth of a Nation”da yer alan siyahi karakterler, siyah maskeli beyaz oyuncular tarafından canlandırılmışlardı.