Hurşit Paşa Kuşçubaşıya soruyor ;
"Planın hazırmı..? Bak oğlum..! Ne ben , ne kurmay başkanı sizin teşebbüsünüzden malumatımız yoktur. Siz Harbiye Nazırlığının kararı ve padişah'ın iradesiyle kurulmuş gönüllü kıtaların kumandanısınınız (Teşkilat-ı Mahsusa). Harekat sahasına da yine başkumandanlığın emri ile geldiniz. Şimdi size verilen yetkinin dışına çıkmanız kolordu olarak bizi ilgilendirmez.Bunları yarın şahsi sorumluluk endişesiyle değil ; siyasi hadiseler çıkarsa , davayı kendi aramızda halledebilmemiz için söylüyorum. Planınız sizi ilgilendirir. Bu işin resmi tarafı..! Şimdi kolordudan ne istiyorsunuz..?
Eşref Bey cevap veriyor; "Planım hazırdır.Ben iki yol üzerinde deneme yapacağım. Bana nakliye araçları ile bir iki savaş gemisi verebilirmisiniz..?"
Bu soru üzerine Enver Bey söze karışarak ; "Kolordunun emrinde Bafra gambotu ile Diraç torpidosu vardır.Ayrıca romorkörler de istemek mümkün," dedi.Bu hazırlık ve teşebbüs haberi orduya aksettiğ zaman herkez memnun ve bahtiyar görünüyordu.
Eşref Kuşçubaşı hatıratında ;
Bütün bu olup bitenlerden İstanbul'un , bu arada başkumandanlığın malumatı varmıdır..?Bilinen şudur ki akıncıların hareketinden önce Enver bey telefonla Başkumandan ve Harbiye nazırı Ahmed İzzet Paşa ile görüşmüştür.
Fakat bu görüşme tatlı geçmemiştir.Enver Bey durumu anlatmaya çalışmış , sakin mizacına rağmen şu cümleleri kullandığı işitilmiştir. "Paşa Hazretleri , istirham ederim.Zat-ı devletlerinin maiyetindeki kurmayların portatif karyolalarının devşirilmesi, torbalarına girmesi zamanı gelmemişmidir..?"