28 Aralık 2020 Pazartesi

Çağımız İletişim Çağı



            Çağımız artık bilgi çağı ancak bilgiyi sorgulama kaynağını sorma çağı değil.Çağımız kişisel gelişim, aktivist hareketler, demokrasi , özgürlük v.b gibi kavramları sorgulamadan alelade şekilde kullanma çağı.Bu kavramlardan bazıları değerli ve önemliyken bazıları ise sonradan uydurulmuş içi boş olan kavramlar, popüler kültürün bizlere sunduğu ve hızlıca tüketmemiz gereken basit bir dil ile bizlere gelen ve bizleri sözde mutlu eden kavramlardır.

 

            Önemli ve değerli kavramların sorgulamasını yapabilmek bile belli bir zaman içerisinde gelişen sorgulama yeteneği ile oluşmaktadır.Buradaki kavramlar ‘’ demokrasi ve özgürlük ‘’ örneğinden yola çıkacak olursak bu kavramlar aslında sözde insanoğlunun kurduğu hayatında çok önemli kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır.Ancak bu kavramların tanımlanması bireylerin bir anda bilgi saldırısına uğraması ile başlar, bu kavramların nasıl ortaya çıktığını dahi araştıramayan birey bir anda demokrasi ile ilgili ahkam kesme noktasında bulur kendisini.

 

            Nedir Medeniyet ?

           

            Medeniyet başta bizi doğanın zorluklarına karşı koruyan bir kavramdı.Daha sonrasında bizlere ev oldu silah oldu ve en sonunda birbirimizi vurduğumuz ve tanımlayamadığımız bir kavram ve bugün çok kullandığımız bir boşluk olarak karşımıza çıktı.Bugün medeniyet nedir peki ?  internet üzerinden birbirimiz ile sözde iletişime geçmeye çalıştığımız bir boşluk.Türlü uygulamalar ile insanlara ulaşmaya çalışmak ancak ulaşamamak, çünkü iletişim araçlarını insanların kullanım seçeneklerine sunuyoruz bunu yaparken de özgürlük kılıfını kullandık.Diğer yandan iletişime geçebileceğimiz bu kadar olanak varken iletişime geçmenin bir değeri kalmamış oldu çünkü herkes elimizin altında.Anında herkese ulaşabilir toplu bir mesaj özelliği ile herkese bayram v.b gibi mesajları gönderebilirsiniz.

 

            İletişim çok hızlı bir süreç haline geldi bunun çok iyi noktaları var evet ancak karşınızdaki yani iletişime geçtiğiniz kişinin sizi anlayabildiği algılayabildiği kadar, diğer noktalarda ise iletişim değil de bir boşluk haline geldi.Bugün insanlarımızın başta gelen sorunlarından bir tanesi de bu galiba, anlaşılamamak ve bunun sonucunda bir yalnızlık hissi.

 

            İletişim, medeniyet, özgürlük , demokrasi, kavramların algı dünyamızdaki karşılığını ölçtüğümüzde aslında nereye varmak istediğimizi de anlamış oluyoruz bu kavramları nasıl tanımladığımıza gelemiyorum bile çünkü tanımlayamadık, özellikle bizim toplumumuzda görülen bir sorunken artık bütün dünyada bu sorun bütün insanlığın sorunu olmaya başladı.Ortak bir kültür oluşturamamış bir ülkenin bireyi olarak bu konuları en iyi bilen biziz galiba, tabi ki sorgulama sürecinden geçirebildiğimiz kadar.Okuduklarımız ile taşıdığımız veri deposundan bilgileri işleyebildiğimiz kadar.

 

            Aydın insanın görevi bu ve buna benzer sorunlarda bir ışık yakmaktır ancak bizde bu ışığı yakanlar genelde kenarda köşede isimler olmaktadırlar.Zaten o isimleri de sadece ilgilileri araştırır ve okur diğer türlüsü düşünülemez.Toplumlar genelde genel geçer doğruları duymak isterken gerçeklere karşı bir tutulma yaşarlar.Toplumlara gerçekler açıklanmak zorunda kaldığında genelde benzetmeler yapılır yöneticiler tarafından çünkü anlaşılabilir olması ve konunun biraz da olsa çağrışım yapması istenir.Ancak konuyu derinlemesine hiçbir zaman ele almayız.Çağımız derinlemesine inmeden araştırmadan bilgiyi dahi hızlıca bularak tüketme çağı olduğu için hızlı tüketmeyenler ile hızlı tüketenler arasında bir iletişim kopukluğu da baş göstermektedir.

 

            Kavramları ve onların kökenini öğrendiğimiz ve bu konular ile ilgili akademik disiplinlerin farklı yorumlarını yansıttığımız günler görmek dileğiyle…