8 Mart 2019 Cuma

Ulusların Usa Yakın Olması Etrafında Dünya




Örgütlü eyleme geçen cehalet kadar tehlikeli olan başka bir şey yoktur, bunun en büyük ve en yakın örneğini biz Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşadık.İç isyanlar ve bu isyanlar ile bizi içimizden vurmaya çalışan dış devletlerin desteklediği bireyler.Bu bireyleri ele alırken zihniyetlerine göre bir sınıflandırma yapmak yanlış bir yöntem izlemektir.Bireylerin dini,siyasi,etnik kimliği bir tarafa bırakılarak bu bireylerin eğitim seviyeleri ve olayları nasıl algıladıkları ele alınmalıdır.

Kurtuluş Savaşı süreci boyunca iç isyanları akademik bir dil ile incelemek bu toprakların sorunlarını bu milletin çıkmazlarını belirlemektir.Bu problemlerin belirlenmesi demek sorunların çözülmesi ve uluslaşmaya atılacak olan adımların daha da hızlanması demektir.

Peki neden uluslaşma ?

Orta Doğu gibi bir bölgede yaşayan toplumların uluslaşması demek bir bütün olması tek bir çatı altında toplanması demektir.Ancak bu tek çatı altında toplanmak kültürleri yok etmek demek değildir.Kültürlerini yok etmeden tek bir çatı altında toplamayı algılayan bireylerin topluma katkısı elbette ki daha büyüktür.Kültürlerini bu coğrafya üzerinde yaşatmak isteyen bireylerin sadece ama sadece kültürlerinin çıkarları için hareket etmesi beklenir.Bunun dışındaki diğer faaliyetler ise devletin ve milletin bütünlüğünü zedeleyecek faaliyetlerdir.Günümüzde artık kültürler insanların hayatlarını o kadar çok etkilememekle beraber diğer yandan farklı kültürlerin hala belli başlı kalıpları ve gelenekleri mevcuttur.

Ulus olarak ortak bir kültür ortaya koymaya çalıştığımız ve durmadan sorunlarımız ile başbaşa kaldığımız dönemler olmuştur.Bu sorunları her anlamda içte ve dışta kullanmak isteyen çıkar gruplarının da mevcut olduğunu her an zaten hissetmekteyiz.Buradaki sorun kaç kişinin bu tehlikeyi hissettiği algıladığı anladığı ve tehlikeyi olduğundan daha fazla görmemesi gerektiği halde aşırı derecede gördüğüdür.Bu tehlike sadece bizim ülkemizde olan bir tehlike de değildir aslında.Her ülkenin bu tür tehlikeli sorunları mevcuttur.Bu sorunlar ara ara çıkar grupları ve şirketler tarafından da kaşınabilir.

Biliyoruz ki artık günümüzde toplumlar eskisi gibi yönlendirilmemektedir.Artık iletişim çok hızlı ve kısa bir süre içerisinde gerçekleştiği için toplumların yönlendirilmesi de çok hızlı ve etkili olmaktadır.Sanal dünya özellikle bu süreç için gerekli olan her şeyi size sunmaktadır.Sorgulama yetisine sahip bireylerin her gün arttığı dünyamızda bu artışın sonucunda dünyada farklı bir şekilde şekillenmektedir.Özellikle popüler kültür gibi bir evrensel ortak kültür meydana gelmiş ve bu kültürü oluşturanların markalar olduğu ortaya çıkmıştır.Popüler kültür bugün sizin ne düşüneceğinizi ne giyeceğinizi ne yiyeceğinizi dahi belirleyebilmektedir.Bu belirlenimi de sanal dünya üzerinden çok basit bir şekilde yapabilmektedir.

Bir ulus-devlet modelinin ulusuna olan güveni o ulusun usa ( akla )  ne kadar yakın olduğu ile ölçülmektedir.Akıl ki insanın her kapısını açan yegane anahtardır.

Salih Yücel GÜR