25 Haziran 2019 Salı

İttihat ve Terakki




Dönem itibari ile toplumun sorunlarının en çok gün yüzüne çıktığı dönem olan İttihat ve Terakki dönemi yönetimsel olarak örgütün hem yapısından hem de dönemin bir geçiş dönemi olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu kadar çok renkli zihniyete sahip bireylerin oluşturduğu İttihat ve Terakki gibi bir örgüte herhangi bir ideoloji üzerinden yaklaşmak sadece ama sadece salt düşünen zihniyetlerin eseridir.İttihat ve Terakki o kadar çok yönlü çok zengin bir örgütlenme yapısına sahiptir ki onun aldığı kararları örgütün içerisindeki herhangi bir dine herhangi bir ırka herhangi bir etnik kökene bağlamak saçmalıktır.

Yıllarca suçlu kimdir sorusuna kısa ve net bir biçimde cevap verilmek istense de İttihat ve Terakki suçlu değildir.Hataları elbette olabilir ancak suçlu olarak bu kadar geniş üyesi olan bir örgütü suçlamak sadece ama sadece yine kendinizi suçlamaktan öteye gitmez.

Ermeni sorunu,Türk ırkçılığı,Türk milliyetçiliği v.b gibi her türlü konuda İttihat ve Terakki temel başlangıç olarak ele alınır bazen suçlanır bazen ise göğe çıkarılır.Ancak bunlardan sıyrıldığınızda ve gerçek İttihat ve Terakki ile karşılaştığınızda hataları olsa da ülkeleri için ellerinden geleni yapmaya çalışan bireyler görebilirsiniz.Kaldı ki dönem bir geçiş dönemidir Osmanlı ile Cumhuriyet arasında bir geçiş dönemidir.Fikri anlamda fikirlerin değiştiği yeniden şekillendiği bir dönemdir.

Türkiye'de muhafazakar kesimin uç kısmı genelde bu örgütlenmeye saldırırken slogan şeklinde fikirlerinin kökeninin Avrupa temelli olduğunu savunmaktadır.Ancak evrensel anlamda insanlık tarihine baktığınızda zaten fikirler böyledir kimi zaman doğu kökenli kimi zaman batı kökenlidir.Buradaki amaç olayları aydınlığa kavuşturmak değil olayları dezenforme etmektir.

Her ideoloji İttihat ve Terakki'yi kendi zihniyetinde yeniden şekillendirir aslında Sol'un İttihat ve Terakki içerisindeki devrimci kanadı ele alması da bunun sonucudur galiba.

İttihat ve Terakki bu ülkenin bu coğrafyanın bir mirasıdır.Bir miras ile alay edilmez, bir miras ile kavga edilmez iyisi ve kötüsü ile araştırılır ve öğrenilir hatalardan ders çıkartılır.Bu mirasa sahip çıkmak ya da çıkmamak bir seçim olabilir ancak bilgi edinmeden herhangi bir yorumda bulunmak gerçekten bu konu üzerine çalışan bireylere saygısızlık olur.

Salih Yücel GÜR

23 Haziran 2019 Pazar

Prens - Niccolo Machiavelli


“ Prens’e yönelik güçlü bir eleştiri de, Prusya Kralı II. Friedrich’in yazdığı Anti-Makyavel’di (1740). Friedrich bu kitabında, Prens’in yaklaşımına karşı, erdem, adalet ve sorumluluğu kişiliğinde birleştiren aydın bir hükümdar portresi çiziyordu. Ne var ki, aynı dönemde Hume, Rousseau ve Montesquieu gibi düşünürler, Machiavelli’yi siyasal zorbalığın doğasını açığa vuran bir düşünür olarak görüyorlardı. Rousseau Toplum Sözleşmesi’nde Prens’i “cumhuriyetçilerin kitabı”, Machiavelli’yi ise “dürüst bir insan, iyi bir yurttaş” olarak nitelendiriyor, onun “krallara öğüt verir gibi görünüp halklara büyük öğütler” verdiğini belirtiyordu. İtalya’da birliği sağlamaya yönelik Risorgimento hareketi sırasında da, Prens’in son bölümü birleşik ulusun habercisi olarak yorumlanıyordu. “