14 Temmuz 2016 Perşembe

İsrailin Gerçekleri










Tarih




















Tarih


Günümüzde tarih milletlerin ve toplumların geçmişlerini değerlendirebildiğimiz bir bilim dalıdır.Tarih o kadar farklı bir bilim dalıdır ki diğer bilim dallarından faydalanır ancak diğer bilim dallarına benzemez.Toplumların geçmişten günümüze olan sorunlarını ve bu sorunlara bakışlarını içinde barındırır.Tarih bu yüzden devletler için önemlidir.

Geçmişte acılar ile sık sık karşılaşan toplumların hangi konuya nasıl bakacağı ve hangi konularda hassas oldukları yine tarih ile bilinmektedir. Bu yüzdendir ki tarih bilimi hiçbir zaman popülerliğini kaybetmeyecektir. Çünkü toplumsal sorunlar detaylara inilmediği sürece çözülemez ve daha büyük yanlışlara yol açabilir.

Bugün günümüzde gelişmiş toplumların ilerlemesindeki temel sebeplerden bir tanesi de önemli bilim dallarına devlet tarafından destek teşvik v.b verilmesidir. Bu bilim dalları sayesinde hem devlet hem de toplum ilerlemektedir. Bir ülkenin ekonomik gelişmesi dahi yine bilime bağlıdır. Bilim ile olan alaka toplumun ilerlemesinde en büyük etkendir.

Tarih bilimi geçmişten günümüze gelen sorunlarımızı çözümlenmesinde, sorunların nasıl çıktığında ve toplumların bakış açılarını kavramada çok büyük rol oynar. Bu yüzden gelmişmiş toplumlar ve ülkeler sadece kendi tarihlerini değil diğer toplum ve milletlerin de tarihlerini araştırmakta hatta arşivlerine dahil etmektedirler.

Günümüzde bilgi çok değerlidir. Bilim ise bilginin en yalın halini yansıtan bir nehirdir. Biz toplum yahut millet olarak bu nehirden ne kadar çok su içersek o kadar ileri bir toplum olmaya aday olabiliriz. Toplumun gelişmesi demek ülkenin ilerlemesi ve devletin ilerlemesi demektir. Bu zincir ağındaki insanların mesleki seçimleri, akademik düzeyleri, hatta öğrenim düzeyleri dahi önemli değildir. Zaten bilginin ve bilimin de güzel yanı budur. İsteyen her insanın ilgilenebilmesi ve sonunun olmamasıdır.

Bu yüzden artık biz ister toplum ister millet olarak bilime ve tarihe değer vermeli araştırmalı okumalıyız. Birey olarak kendimizi ne kadar geliştirirsek topluma yansıttığımız ayna da bu yönde olacaktır. Gelişmeyen toplumların çocukları köle olmaktan kaçamaz.


Salih Yücel GÜR 

Teşkilat-ı Mahsusa (Umur-I Şarkıyye Dairesi ) Tarihi Cil I 1914-1916 Ahmet TETİK

 İstihbarat, strateji ve psikolojik savaş devletler tarihi kadar eski kavramlar olsalar da, çağımızda yeni baştan tanımlanmışlardır. Birinci Dünya Savaşı'nda bu kavramlar, modern çağın getirdiği bilgi birikiminin de desteğiyle, yeni savaş teknikleri ve yeni silahlar kadar önemli rol oynadı. Osmanlı İmparatorluğu'nun idarecileri de bu mücadelede rakiplerinden geri kalmamak için Umur-ı Şarkıyye Dairesi'ni -ya da daha yaygın bilinen adıyla Teşkilat-ı Mahsusa'yı- kurdu. 

Bu çalışma, Teşkilat-ı Mahsusa'nın bugüne dek daha çok anılar üzerinden okunan ve ancak sınırlı sayıda akademik araştırmaya konu olan tarihini, arşiv belgeleriyle ortaya koymak üzere hazırlandı. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri ve ATASE'den derlenen belgeler, Teşkilat-ı Mahsusa'nın kuruluşundan kapatılışına tüm faaliyetlerini resmi kayıtlara geçtiği şekliyle gözler önüne seriyor. Çalışmanın 1914 16 yıllarını kapsayan bu ilk cildi, teşkilatın tarihine genel bir bakışın sunulduğu giriş bölümünden sonra, tüm faaliyetlerini bölgeler ölçeğinde sunuyor: İspanya-Fas, Trablusgarp, Rusya, İran ve Kafkas Cephesi…
(Tanıtım Bülteninden)