30 Haziran 2018 Cumartesi

Toplum Dara Düşer İse Çözüm



Medeniyetler beşiğinde oturan bir çocuktur aslında Türkiye
Ne batı ne doğu anlatabilir sadece onu
Elleri kalemlere uzanmayan
Etrafı çevrili bir ülkedir silahlar tarafından

Sebep o akl-ı kemali anlamamaktan gelir
Sarı saçlı mavi gözlü bir çocuğundur bu coğrafya
Bütün bir cihan gelse o korur bu beşiği
Toplum dara düşer ise
Çözüm yine onun eşiği...

Salih Yücel GÜR

Fuat Sezgin



Özür diliyoruz öğretmenim, toplum olarak geride kaldığımız ve değerinizi geç fark ettiğimiz için.Bilim ve eğitim yarışında en başta sizin gibi akademisyenleri ülkemizden kovar iken kalemleri benlikleri ve siyasi fikirleri ile satılmış akademisyenleri bu ülkede tuttuğumuz ve intihal yaptığı halde hala akademisyenlik gibi yüce bir mevkii meşgul eden akademisyenlere sahip olduğumuz için...

Bilim,sanat ve kültürel yansımalar yerine siyasi çekişmeleri ortaya koyan bu toplum elbette döngüsel olarak durmadan bir çabalama ve günyüzünü görememeyi yaşamaktadır ve yaşayacaktır da zaten.Ülkemize ve bizim gibi bireylere kattığınız değerli akademik gerçeklikler için teşekkür ederiz...

Salih Yücel GÜR

24 Haziran 2018 Pazar

Medeniyetler Beşiği Anadolu





Anadolu’nun medeniyetler beşiği olmasının sebebi elbette biz değiliz.Geçmişte yaşamış olan uygarlıklar ve onların bıraktığı miraslardır.

Bu kadar çok mirasın bir bütün halinde bulunduğu bu coğrafyada biz bu mirasın ne kadar farkındayız ve bu mirası ne kadar değerlendirebiliyoruz elbette tartışılır, ele alınması gereken diğer bir konudur.

Ancak bu kadar çok mirasın olduğu bir medeniyet beşiğini ancak ve ancak bu mirasları destinasyonlaştırarak koruyabilir ve ekonomiye katkı sağlamasını sağlayabiliriz.Bu bağlamda kültür turizmini iyi kullanan bir Türkiye ekonomisi de bu alandan gelen rakamlar ile destekleyecektir.

Ülkemizde ve bizim seviyemizde olan diğer ülkelerde kaos çıkmasını isteyen ve ekonomik olarak kriz yaşamamıza neden olan veya olmak isteyen odaklar ülkemizin bölgede güvenli olmayan bir ülke algısını yaratır.Yaratır ki turizm gibi dünya çapında 3.gelir getiren bir kapı Türkiye’ye kapansın.

Diğer yandan elbette bu ekonomik kazanç sapmasında bizim de toplum olarak etkimiz büyüktür.Bu sapma ülkenin çoğu alanını etkilemektedir.Bu etki ekonomiyi pozitif yahut negatif etkilemektedir.

Salih Yücel GÜR

12 Haziran 2018 Salı

Markalaşma ve Evrensel Sorunlar




Bugün işgalin biçimi değişmiştir kapitalizm aracılığı ile markaların ve ekonomik güçlerin savaşı bize diğer yandan her türlü kaliteli markayı kullanabilme yetkisini vermiştir.Düne kadar bu kadar kaliteli markalara ulaşabilmemiz hayal iken kapitalizmin tam anlamıyla evrenselleşmesi sonucunda belirli düzeydeki markalara belli ücretler karşılığında erişim sağlayabilmekteyiz. Bu da üretimin hızlanması ve üretimin her alanda dünyaya ulaşım sayesinde yayılmasından kaynaklanmaktadır.

Kapitalizm elbette tek taraflı şekilde ele alınmayacak bir sistemdir.Bu sistemin pozitif getirileri kadar negatif götürüleri de olmaktadır.Üretime bu kadar çok bağlı olan şirketlerin ve markaların evrensel düzeydeki doğal sorunları tetiklemesi buna en güzel örnektir.Tabi ki burada olayı sadece şirketler ile sınırlı bırakmamak gerekmektedir.Bireyler olarak bizim de açgözlülüğümüz buna en büyük etkiyi sağlamıştır.

Artık evrensel düzeyde olan markaların bu tür problemlere duyarsız kalmaması problemi hem görmelerine hem de oluşturdukları markaların bu problemler yüzünden bireyler tarafından şikayet almasının önüne geçmek içindir.Bu refleks şirketlerin markalarını korumak için ne kadar çok detaylı düşündüklerinin göstergesidir.

Markalaşma konusunda ileri gelen markaların dünya üzerinde ne kadar büyük etkilerini görmek için her türlü alanda aldıkları kararları göz önünde bulundurmak gereklidir.Markalaşma süreçlerinin uzun dönemli olduğunu ve bilinçli bir şekilde yapıldığını da unutmamak gereklidir.Markalaşma sonucunda varılan evrensel düzeydeki o kazanç hiçbir zaman kaybedilmek istenmeyen bir kazançtır.Bu kazanç sayesinde siz her türlü şirket ekonominizi güçlü tutabilirsiniz.

Ancak bizim gibi farklı eksenlerde dış politikada ayakta kalmaya çalışan devletlerde bu tür markalaşma süreçleri normalinden daha zor bir süreç izler.Bunun en büyük uyumluluğu devletin ideolojik uyumluluğu idi düne kadar.Artık ideoloji dönemi bittiği için bu konu bir kenara bırakıldı.Diğer yandan toplumumuzdaki bireysel çıkarcılık yüzünden markalaşamayan şirketler içerisinde çalışan bireylerin küçük dünyaları, bu şirketleri de küçültmektedir.Egolarını ön plana koyan yönetici tipinin terk edilememesi, şirketlerin her anlamda saçmalamasına yol açmaktadır.Toplumun çoğu sorununun zaten buradan filizlenmesi ülkemizdeki şirketlerin de tepeden inme yöneticiler tarafından yönetilmesi ar-ge yeni fikirler gibi konularda şirketlerin adım atamamasına yol açmaktadır.

Bugün ülkemizdeki şirketlerin çoğu arge çalışması yapamamaktadır.Yurt dışından getirilen uzmanlar ile yapılan sistemlerin ya da anahtar teslim olan sistemleri işleten bireylerden oluşan şirketler bugün yurt dışına yaptıkları satış işe övünmektedirler.Ancak o sistemin kurulmasında ve o sistemin arızalarında yine yurt dışındaki mühendislere danışılmaktadır.

Aynı zamanda bu sistemlerde kullanılan her türlü donanımı yurtdışından ihtal etmemizin temel sebebi ise yine ülkemizde gerçekten bir bilimin olmamasıdır.Bu konuda yapılan çalışmalar ve atılan adımları gerçekten hor görmemek gereklidir ancak bilim ile ilgili gerçekten çalışma yaptığımız zaman ilk başta zaten gerçekten ama gerçekten bir ekonomiye sahip olmak için ilk adımı atmış olacağız.Güçlü bir ekonomiye sahip olan toplumların sesi dünyada daha ciddiye alınır.Bugün ABD,İngiltere,Rusya,Çin v.b gibi ülkelerin temel kazanımları elbette bilimdir bilimden doğan ekonomidir.

ABD’nin bilimi satın alarak yükseldiği bir dönemde artık bilimin ülkesini biraz terk etmesi ile nasıl gerilediğini ve ekonomilerinin nasıl sallantıya girdiğini yakın zamanda gördük.Ancak hala büyük markalara sahip olan ABD bu markalar aracılığı ile Çin’i tehdit etmektedir.Bu markaların Çin’de değil ABD’de üretim yapacağı gibi duyumları kullanan Trump ekonomik gücü nasıl tehdit olarak kullanacağını en iyi bilen kişilerdendir.
           
Ekonomik olarak sıkıntıya giren ABD elbette Trump gibi bir şirket yöneticisini yukarıya taşıyacaktı.Ancak Trump’ın kendi alanında ilerlemesini istiyordu ABD kendi işlerine karışılmasını istemiyordu.( Bu elbette başka bir konu )

Ülkemiz geçmişten bugüne girdiği bu yarışta elbette en sonlarda kalmıştır.Ancak buradaki suçu yöneticilere ya da bireylere yüklemek de çok objektif bir bakış açısı olmayacaktır.Bunun nedeni ise ülkemizin elbette jeopolitik önemidir.Bu önemin avantajları olduğu gibi dezavantajları da olmaktadır.Üretimin milli olması artık kapitalizmin evrenselleşmesinden sonra illa ki her alanda milli olmak demek anlamına gelmemektedir.Bunun en büyük örneği ise evrensel düzeyde araç markalarının farklı ses sistemleri ile çalışmasıdır.Ancak buradaki temel ölçüm en iyi markaların birbirleri ile çalışması ve en iyiye doğru adım atılmasıdır.

En iyiye doğru atılan bu adımların kapitalizmin bizi götürdüğü en büyük süreçlerden biri olması sonucunda diğer yandan evrensel düzeyde sorunlarımızı da tetiklemektedir.Bu tetiklemenin farkına varan bilim insanları bu konuların üstünde durmaktadırlar.Küresel ısınma küresel soğuma iklim değişikliği artık adına ne derseniz diyebilirsiniz.Devletleri toplumları hatta ve hatta bütün insanlığı tehdit eden bu süreç içerisinde insanların sığınabileceği tek liman bilim ve bu bilimin açtığı pencere olarak hümanizm olacak gibi.Bugün hümanizmi toplum olarak saçma sapan bir şekilde algıladığımız ise ortadıdır.Zaten nerede gerçekten algılanması ve anlamlandırılması gereken bir konu var ise toplum olarak bunu saçma sapan bir şekilde algıladığımız gayet nettir.

Salih Yücel Gür