Xabze



Bir insana verilen değer Xabze’ye uyması ile doğru orantılıdır. Çerkes toplumu, Xabze’ye saygı gösteren ve uyanlara sonsuz sevgi ve saygı gösterir…

Çerkeslerin kendilerine özgü kültürel özellikleri insanlık değerleriyle özdeştir ve bu değerleri terk etmek kendi benliğini reddetmek demektir. Bu da kültürel kimliğin sona ermesi anlamına gelir.

Kültürümüz Kafkasya’nın coğrafi konumundan dolayı hem doğu hem de batı kültürlerinin etkisi altında kalarak apayrı özgün bir kültür şeklinde oluşmuştur.

Ne yazık ki bu çok özel kültür yapısı günümüze kadar tüm hatları ile belirlenip bir sistematiğe oturtulamamıştır.

Çerkes kültürünün en önemli özelliklerinden biri bu kültür dünyasının yazarının bizzat kendisi olmasıdır. Toplumu tek bir birey gibidir, herkes bir birey gibi, bireyde herkes gibi düşünür. Çerkes kültürünün ve bu kültürünün taşıyıcısı Çerkes insanının oluşumunda en etkili olgu “Xabze”dir. Nasıl ki içinde yaşadığımız olayların, tasa ve inancın anlatım aracı dilimizse Xabze’de insanlık anlayışımızın göster­gesidir.

Xabzenin temel özelliği “insan” öğesini esas almasıdır. Amacı ise; insana saygı ve yaşamı güzelleştirmektir. Doğanın ve insanın gözlemlenmesi, konulan kuralların genelleştirilmesi, eksikliklerin gideri­lerek, pürüzlü yönlerinin törpülen­mesiyle Xabze bir güzellik, bir anlam kazanmıştır. Sonra sağlam ve köklü bir temele oturtulmuş, güzel ve doğru olana taraf çıkmış, çirkin ve yanlışın karşısında tavır almış ve bunlar yapılırken de “insan” unsuruna dikkat edilmiştir.

Xabze, Çerkeslerin yaşamlarında, hayatın her aşamasını karmaşadan uzak ve bir düzen içine koymak için, denenmiş en faydalı ve en uygun kurallar ve kanunlardan oluşur. Yani, Çerkeslerin yaşam tarzı da denebilir.

Toplum bireylerinin birbiriyle ilişki biçimleri, yaşayışları onların siyasi sistemlerine ve anayasalarına damgasını vurur. Çünkü her siyasi sistem ve anayasa bir kültür birikimi üzerine oturur. Ve toplum sahip olduğu karakteristik özellikler ve biçimlere uygun olarak biçimlenir. 

Toplumlar, kültür ve geleneklerin işleyişini düzenlemek amacıyla, hayatlarını sürdürebilmeleri için, herkesin uyması ve herkes tarafından uygulanması gereken bir takım anayasalar hazırlamalıdırlar. Çerkes­lerin anayasası da “Xabze”dir.

Xabze; aynı zamanda kural, kanun demektir. Daha eski ifadesi göz önüne alınacak olursa, Çerkeslerin toplumsal yaşamda kullandıkları, riayet ettikleri, bu yüksek insani prensiplere, hayat ve hayatın devamı için koydukları kuralların hepsine birden Xabze denmiştir.

Gelenekler ve görenekler kökleş­miş toplumsal alışkınlıklardır. Gelenek ve görenekleri meydana getiren davranışlar ve toplum doğruları kuşaktan kuşağa devredilerek geçerliliğini koruyabildiği zamana kadar yaşar. Ancak toplumun yaşam ihti­yacını karşılayamaz hale geldiğinde toplum tarafından ya değişme uğratılır ya da terk edilir. Xabze, 135 yıl önce gelinilen bir ülkede bile hala geçerliliğini koruyabiliyorsa bu, toplumla ne kadar özdeş olduğunun ve insani değerlerle ne kadar uygun olduğunun göstergesidir. Xabze her zaman her yerde ve günümüzde de geçerli evrensel boyutta değer ölçüleri içerir. İnsanı insan yapan ve onsuz yapamayacağı temel unsurları sevgi ve saygıyı devamlı işler.

Duyarsızlığı, anlayışsızlığı, tembel­liği, cimriliği, korkaklığı dışlar. İnsanı bencillikten, kötü alışkanlıklardan uzak tutar arındırır. Neredeyse uluslararası diplomasiye taş çıkartacak nitelikte ince, detaylı, içtenlikli, terbiye ve davranış kuralları içerir.

Xabzenin zamana ve değişen dünyaya karşı kendisini koruyabilmesinin bir nedeni de, temel ilkelerinin dışında (sevgi, saygı, insanlık) kalıplaşmış, donuk, değişmez kurallar içermemesindendir. Bazı kurallar zaman ve koşullara göre değiştirilen esnekliğe sahiptir. “Xabze, uygun olandır, olmuyorsa olabildiği gibi yap” (ya da oluruna git)” biçiminde çevrilebilecek atasözlerimiz de bunları göster­mektedir. Şu kadar ki somut koşullara göre farklı bir uygulama yapmak zorunda kalan bir Çerkes, bunu sadece kendisine daha kolay geldiği ya da kişisel eğilimlerine uygun düştüğü biçimiyle değil, bu söz konusu farklı davranışı toplumun benimseyip benimsemeyeceğini göz önünde tutarak yapmak zorundadır. Aksi halde toplumun “uygunsuz” (Yeremı’u) ya da “ayıp” (Haynap) biçimlerindeki değerlendirmeleriyle karşılaşacaktır ki herhangi bir Çerkes için bu en etkili bir cezadır.

Çerkes toplumunda, her ferdin küçüklükten itibaren Xabzelerin uyması beklenir. Bir insana verilen değer Xabze’ye uyması ile doğru orantılıdır. Çerkes toplumu, Xabzeye saygı gösteren ve uyanlara sonsuz sevgi ve saygı gösterir, daima sayar. Uymayanları ise yadırgar ve bir süre sonra aralarında dışlarlar.

Günümüzde milletler, devletler kültürel gelişmeleri için, kültürel değerlerini yaşatmak için büyük uğraşlar veriyorlar. Kültürel araştırma müesseseleri kuruyorlar. Bize hazır ninelerimiz, dedelerimiz tarafından bütün dünyada övgüyle bahsedilen bir takım kurallar, güzel prensipler bırakılmışsa bunları korumak bizim bir insanlık görevimiz olmalıdır. 

Bize daima her konuda yol gösterecek olan, öz benliğimizi ko­rumada ve yaşatmada daima bize yardımcı olacak olan ana dilimiz ve Xabzemizdir. Çağımızın iletişim ve etkileşim araçlarını belli bir şekilde kullanabilirsek, üstümüze düşen görevi yerine getirirsek, atala­rımızdan kalan bu kutsal emanetleri genişleterek, güzelleştirerek, çağdaş anlamlar kazandırarak gelecek kuşaklara aktarmak Çerkes olduğuna inanan bir insanın üstlenmesi gereken en önemli sorumluluktur.