Düne kadar zihniyete göre
ayrımlar yaşayan toplumumuz artık bugün bu ayrımları daha da az yaşıyor ve
ciddiye alıyor.Bunun diğer nedeni ise evrensel anlamda kapitalizmin yaygınlaşmasıdır.Özellikle
popüler kültür insanların tek bir kültür yaşamasına yol açmakta ve bizim gibi
çok kültürlü topluluklardan oluşan ulus devletlerde kültürün bir nebze
kaybolmasına yol açmaktadır.Hümanizm evrensel sorunlar sonucunda sığınabileceğiniz
tek liman haline gelir mi ? bunu zaman gösterecek elbette...
Bugün ülkemizde hümanizm de dahil
diğer fikirler gibi dezenforme olmuş ve hümanizmin sanki milliyetçiliğe karşı
bir fikir olduğu gibi bir söylem ortaya çıkmıştır.Halbuki milliyetçiliğin bile
en katı dönemlerini yaşayan toplumlar dahi hümanizmi kendi toplumlarına entegre
etmesini bilmiş ve olaylara erken uyanmıştır tabiri caiz ise.
Bugün dünyamızda ilk adımı
İngiltere ve ABD atmış gibi gözüküyor evrenselleşen dünyadan bloklaşan bir
dünyaya doğru geriye bir adım atılacak gibi dursa da diğer yandan ekonomik
olarak büyük bağların olduğu devletleri de bir kenara bırakmak istemiyor hiçbir
devlet.Çünkü ekonomi devletler için toplumlarını yaşatan ve ayakta tutan bir
damar ve devletin ilerleyebilmesi, ayakta kalabilmesi için temel unsur
niteliğindedir.
Amerikan ekonomisinin bir andan
sinyalleri vermesi ve bazı büyük şirketlerin borsadan ayrıldığını duyurması ile
ABD ekonomisinin o kadar da iyiye gitmediği dünya tarafından anlaşılmaya
başlandı.Ekonominin yanında toplumların diğer ihtiyaçları olan eğitim,sağlık ve
özellikle bireyin bir üst seviyede uyanması ile yıldızı çok parlayan demokrasi
kelimesi ve toplumların bu kelimeye anlam yüklemesi gayet ilginçtir aslında.
Cahil bir toplumun demokrasi
anlayışı çoğulculuktur, ancak demokrasinin çoğulculuk ile bir alakasının
olduğunu savunmak ahlaken demokrasiyi öldürmek demekdir.Kitleselleşen
bireylerin demokrasi anlayışı ise ideolojilerinin temelleri ve izin verdikleri
derecede demoratik bir yapı ile sınırlıdır.Bu yapı ideolojiye değer kattığı
sürece demokrasi vardır değer katmıyor ise demokrasi o kadar da önemli
değildir.
Diğer yandan Cumhuriyet rejimi
demokratik bir yapı da değildir.Bu tür söylemler genelde sol ideoloji kaynaklı
zırvalıklardan gelmektedir.Bu kadar büyük dezenformasyonların olduğu bir ülkede
herkesin bir ütopyasının olması toplumdaki bireyleri fikri anlamda birbirinden
uzak uçurumlara sürüklemektedir.Bu uçurumlar sonucunda toplumdaki bireyler
birbirlerinin kültürlerini daha tanımadan ne istediğini dahi anlamadan bir ön
yargı geliştirir karşısındaki topluma karşı.
Diğer yandan zaten ekonomik
olarak gelişmemiş ülkelerde toplumlara koyulan yasalar ve yasaklar genelde
baskı olarak algılanmakta ve bu yönde bir ön yargı ile hareket edilmektedir bireyler
tarafından.Ekonominin geliştiği toplumlarda ise toplumun her bireyi neredeyse
belli bir seviyede eğitim almış, dünyayı algılayan ve anlayan hatta yeniden
anlamlandırmaya çalışan bireylere sahiptir.Bu bireyler özellikle toplum
tarafından da dinlenir ve bir etki-tepki oluşur toplum ve birey arasında.
Özellikle en çok İngiltere bu
konuda dikkatimi çeken ülkeler arasında yer almaktadır.Bunun sebebi ise
İngiltere’nin geçmişinde ve bugüne gelmesindeki hareketliliklerini ara ara
takip etmemdir.Yakın zamanda yaptığı bir açıklamada kişi başına düşen eğitim
seviyesinin düşmemesi için göçmenlere kapısını kapattığını duyurmuştu İngiltere,
bakın görüldüğü gibi gelişmiş toplumlar artık arkadan gelen toplumları
yanlarında görmek istemiyor bu biraz da aslında doğadaki kanuna
benzemektedir.Eğitim bireyler için gerçekten en önemli anahtar ve dünyaya
açılan en büyük penceredir.Eğitimin iyi algılanması ve eğitimin iyi verilmesi
eğiticinin de bunu algıladığı anlamlandırdığı kadardır.Bizim gibi geri kalmış
toplumlarda daha eğitici sıfatını taşıyan bireyler tam anlamıyla eğitmen
olmadıkları için yetişen nesillerin kopuklukları ve farklı farklı tanımlamalar
ile yola çıkmaları ayrıca cehaletleri bugün gün yüzüne çıkmıştır.
İlerleyen zamanlarda
evrenselleşen bir dünyanın yeniden bloklaşmaya gideceğini belki görebiliriz
ancak bilim öyle bir bilgi edinme ve paylaşma süreci ki bu bloklaşmalar bile
bilim ile kırılabilir ya da evrenselleşen dünyamızda evrensel sorunlara karşı
yine ideolojilerimizi zihniyetlerimizi bir kenera bırakarak hümanizme
sığınabiliriz.Hümanizm denildiğinde Türkiye’deki şu saçma hümanizm gelmesin
aklınıza…
Salih Yücel GÜR