“Süveyda?”
“Haritana çizmeyişini, unuttuğuna yoramazdım. Belki gözden çıkardığını düşündüm. Seninle bana ait olan bir ülkede her şey, ama her şey yalnızca fazlalıktan ibarettir diye düşündüm. Süveydanın ne olduğunu o vakit araştırdım. Süveyda, insanın manevi varlığının ve idrakinin merkezi imiş. Kalbin tam ortasında bir kan pıhtısı, siyah nokta. Bütün kan dolaşımının ve bütün akışların merkezi. Kan damarlarda dönüp dolaşıp yine oraya gelirmiş. Her yıl aynı günde geldiğini bilmiyordum ama senin de dönüp dolaşıp oraya geldiğini anlamıştım. Mademki Diyar-ı Kalb’in içinde gönül, gönlün içinde de Süveyda vardı, o halde Süveyda’nın içinde seni ve beni anlamlı kılacak bir şeyin bulunması gerekirdi. Süveyda'nın sevda demek olduğunu da o vakit öğrendim ve sevdamızı yaşatacak şeyi oraya gömdüğünü anladım. ''