9 Nisan 2016 Cumartesi

Yerçekimi

Yerçekimi, evrenin büyük bir gizemidir. Yerçekiminin arkasındaki mesele, evrendeki her kütlenin başka kütlelerin üzerine çekilmesi ve bu çekim gücünün mesafeden etkilenmesidir. Kütle büyüdükçe çekim de büyür. Mesafe arttıkça, çekim azalır. Ama evrendeki her cisim neden diğer cisimleri çeker? Bilen yok.

Günlük konuşmada, kütle ve ağırlık birbiri yerine kullanılır, ama bu ikisi aslında oldukça farklıdır. Kütle, bir cisimdeki madde miktarını ölçer. Bir yastık ve bir kağıt tutucu, farklı boyutlarda olmalarına rağmen aynı kütleye sahip olabilir. Kağıt tutucu yastıktan daha yoğundur; kağıt tutucunun içindeki madde, daha sıkı bir şekilde paketlidir.

Ağırlık, yerçekimsel bir alanda bir cisme uygulanan kuvveti ölçer. Kütle, konuma bağlı olarak değişmez ama ağırlık çevreye bağlı olarak değişebilir. Yeryüzünün yüzeyindeki bir kütle, her saniye karede 9.8 metre gezegen çekimini yaşar. Aynı kütle ayın yüzeyine götürülse, cisimler daha hafif tartılır çünkü ay, yeryüzünden daha hafiftir. Ayda altıda bir oranında yerçekimi vardır. Bu nedenle cisim en fazla altıda biri ağırlığındadır. Başka bir deyişle, 68 kilogram ağırlığında bir kişi ayda 11.3 kilogram ağırlığında gelir.

Bedenlerimiz, yeryüzünden yerçekimi kuvveti altında var olmak üzere tasarlanmıştır. Astro-notlar, uzayda ağırlıksızlığı –mikroyerçekimi desek daha doğru olur– deneyimlediklerinde, bulantı, baş dönmesi, baş ağrısı, iştah kaybı ve kan toplanması gibi rahatsızlıklar yaşarlar. Buna uzay tutması denir. Normalde bacaklardaki kan, kalbe doğru yukarı çıkmak için yerçekimine karşı direnmelidir. Mikro-yerçekiminde kan hiçbir direnç olmadığından beyninize doğru hızla çıkar. Bu durum sanki uzun bir süre bacaklarınızın yukarıdan aşağıya sallandırılması gibidir.

EK BİLGİLER:

1. Astronotlar, kaslarının körelmesini önlemek üzere uzayda günde saatlerce idman yapmalıdırlar.

2. Sir Isaac Newton (1642-1727) 1687’de yerçekiminin ilk matematiksel formülünü yazdı.

3. Newton’un bir ağaçtan elmanın düştüğünü gördükten sonra yerçekimini kavradığına dair anlatılan hikâye doğru değildir.