6 Ağustos 2022 Cumartesi

Batılıların Avrupa'da Dengeyi Kurmaları




Batılıların Avrupa'da Dengeyi Kurmaları

 

A) Truman Doktrini

 

Savaştan sonra, Amerikan kamuoyunda, Amerika'nın tekrar kabuğuna çekilerek ihtiyar Avrupanın karışık kombinezonlarından yine uzak durması söz konusu olmuş ise de Sovyet Rusya'nın komünist emperyalizmine çabucak hız vermesi ve bundan doğan gelişmeler, Birleşik Amerikayı, gerçekçi olmayan ümitlere kapılmaktan, kısa sürede kurtarmıştır. Savaştan sonraki barış düzeninde Amerika Sovyetlerle işbirliği yapamıyacağını, vakit fazla gecikmeden anlamıştır. Komünizmin ortaya çıkardığı evrensel tehlike, Amerikayı, sadece Avrupa gelişmelerinin içine değil, fakat milletlerarası münasebetler düzeninin bütünü içine sürüklemiş ve milletlerarası politikanın global yapısı içinde ve hürriyet düzeninin korunmasında sorumluluklar almaya yöneltmiştir. Geleneksel Amerikan dış politikasındaki bu radikal değişmenin başlangıcını da Truman Doktrini teşkil eder.

 

Daha önce de işaret ettiğimiz veçhile, 1946 yılında Sovyet Rusya'nın üç ana istikamette yayılma çabalarına giriştiğini görmekteyiz. İran üzerinden Orta Doğu petrolleri ve Basra Körfeziyle Hind Okyanusu, Türkiye üzerinden Boğazlar, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz ve Yunanistan üzerinden de keza Doğu Akdeniz.

 

Dikkat edilirse bu üç istikamet geleneksel olarak İngiltere'nin hayati alaka ve çıkar alanları idi. Her üç bölge de İngiltere'nin Rusyaya karşı 19'uncu yüzyılda en hassas noktaları olmuştu. Fakat II'inci Dünya Savaşı İngiltere üzerinde öyle bir tahribat yapmıştı ki, artık İngiltere'nin bu bölgeleri savunmak için Sovyet Rusya'nın karşısına çıkacak hali yoktu. Ve İngiltere şunu da görüyordu ki, yeniden canlanan Rus emperyalizminin karşısına dikilebilecek tek kuvvet Birleşik Amerika idi. Bundan dolayı İngiltere 1947 Şubatında Amerikan hükümetine, biri Türkiye ve diğeri de Yunanistan hakkında olmak üzere iki memorandum (muhtıra) verdi. Bu memorandumlarda, Türkiye'nin Batı savunması için ehemmiyeti belirtilerek Türkiyeye hem ekonomik ve hem de askeri yardım yapılması gerektiği, İngiltere'nin bu yardımları yapamıyacağı ve hatta Yunanistan'daki askerlerini dahi geri çekmek zorunda bulunduğu ve dolayısiyle sorumluluğun Amerikaya düştüğü belirtildi.

 

Amerika kararını vermekte gecikmedi. Başkan Truman Amerikan Kongresine 12 Mart 1947 günü gönderdiği mesajında, Türkiye ve Yunanistan'a 400 milyon dolarlık askeri yardım yapılması için kendisine yetki verilmesini istedi. Bu mesajda Türkiye'nin toprak bütünlüğünün korunmasının Orta Doğu düzeninin korunması için bir zaruret olduğu belirtiliyor ve Türkiye ile Yunanistanın durumlarının birbirine bağlılığı şöyle ifade ediliyordu: "Eğer Yunanistan silahlı bir azınlığın kontrolu altına düşerse, bunun Türkiye için neticeleri çok ciddi olur. Böyle bir halde karışıklık ve düzensizlik bütün Orta Doğuya yayılabilir."

 

Amerikan Kongresi 22 Mayısda Yunanistan'a 300 milyon ve Türkiyeye de 100 milyon dolarlık bir askeri yardım yapılmasını kabul etti. Yardımın Kongredeki tartışmaları sırasında, Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'nin Sovyet baskısı altında bulunmasının, Boğazlardan Çin'e kadar olan bütün Orta Doğu ve Asyayı tehlikeye soktuğunu belirtmişlerdir.

 

Truman Doktrini savaş sonrası Amerikan dış politikasında, neticeleri günümüze kadar ulaşan fevkalade mühim bir dönüm noktasını teşkil eder. Bunun içindir ki, Truman Doktrini karşısında Sovyet basını büyük bir sinirlilik göstermiştir.

 

20.yy Siyasi Tarihi Fahir Armaoğlu