I.Dünya Savaşında Cihat Çağrısı
Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'yı yenen devletler şöyle bir bildiri yayımlamışlardı:BAŞLICA MÜTTEFİK DEVLETLER KONSEYİNCE.23 HAZİRAN 1919'DA UYGUN BULUNAN METİN"" (...) Tarih boyunca hangi ülke Türklerin eline geçtiyse o ülke maddi ve kültürel geriliğe gömülmüş, hangi ülke Türklerin elinden kurtulduysa maddi ve kültürel bakımdan yükselmiştir. Tarih boyunca Türkler ellerine geçirdikleri ülkeleri geliştirmemiş, yıkmıştır; çünkü Türklerde geliştirme yetisi yoktur, yalnızca yıkmayı savaşmayı bilirler. (Bu nedenle ülkelerini parçalayacak ve Türkleri biz yöneteceğiz) (...) "İmzalar:[ İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Yunanistan, Japonya, Sırbistan ]Bu bildirinin altında diğer devletlerin yanıra Amerika'nın da imzası bulunmaktaydı. Müslüman Türklerde yalnızca yakıp yıkarak savaşma yeteneği bulunduğu, bunun bilim, düşünce, ekonomi, mimarlık, üretimbilimi ve sanat gibi uygarlık alanlarında hiçbir yeteneği bulunmadığı savına Mustafa Kemal'in 28 Aralık 1919'da verdiği yanıt şu olmuştur.Atatürk'ün Yanıtı:"Sözde ulusumuz, yetenekten yoksun bulunduğu için bayındır bulunan yerlere girmiş ve oralarını yıkıntıya çevirmiş ! Bu savlar kesinlikle gerçek değildir. Karaçalmadır.Düşününüz efendiler! Ulusumuz küçük bir aşiretten, anavatanda bağımsız bir devlet kurduktan başka, Batı dünyasına, düşman içine girdi ve orada büyük çabalarla bir İmparatorluk kurdu. Ve bunu, bu İmparatorluğu, 600 yıl büyük bir yetkinlikle sürdürdü. Bunu başaran bir ulus, yüksek bir yöneticilik yeteneğine ve yönetim örgütlenmesine sahiptir. Böyle bir durum yalnızca kılıç gücüyle gerçekleştirilemez. Tüm dünya bilir ki Osmanlı Devleti, ordusunu çok geniş olan topraklarının bir ucundan diğer ucuna olağanüstü bir hızla, tepeden tırnağa donatılmış olarak ulaştırır ve bu orduyu aylarca belki de yıllarca besler, yedirir, içirir, giydirir ve yönetirdi. Böylesi bir etkinlik, yalnızca ordu örgütünün değil, (cephe gerisinde) yönetim birimlerinin de olağanüstü kusursuz ve yetenekli olduğuna kanıttır ''
Posted by Salih Yücel Gür on 28 Kasım 2015 Cumartesi
BAŞLICA MÜTTEFİK DEVLETLER KONSEYİNCE. 23 HAZİRAN 1919'DA UYGUN BULUNAN METİN"
" (...) Tarih boyunca hangi ülke Türklerin eline geçtiyse o ülke maddi ve kültürel geriliğe gömülmüş, hangi ülke Türklerin elinden kurtulduysa maddi ve kültürel bakımdan yükselmiştir. Tarih boyunca Türkler ellerine geçirdikleri ülkeleri geliştirmemiş, yıkmıştır; çünkü Türklerde geliştirme yetisi yoktur, yalnızca yıkmayı savaşmayı bilirler. (Bu nedenle ülkelerini parçalayacak ve Türkleri biz yöneteceğiz) (...) "
İmzalar:
[ İngiltere, Fransa, İtalya, Amerika, Yunanistan, Japonya, Sırbistan ]
Bu bildirinin altında diğer devletlerin yanıra Amerika'nın da imzası bulunmaktaydı. Müslüman Türklerde yalnızca yakıp yıkarak savaşma yeteneği bulunduğu, bunun bilim, düşünce, ekonomi, mimarlık, üretimbilimi ve sanat gibi uygarlık alanlarında hiçbir yeteneği bulunmadığı savına Mustafa Kemal'in 28 Aralık 1919'da verdiği yanıt şu olmuştur.
Atatürk'ün Yanıtı:
"Sözde ulusumuz, yetenekten yoksun bulunduğu için bayındır bulunan yerlere girmiş ve oralarını yıkıntıya çevirmiş ! Bu savlar kesinlikle gerçek değildir. Karaçalmadır.Düşününüz efendiler! Ulusumuz küçük bir aşiretten, anavatanda bağımsız bir devlet kurduktan başka, Batı dünyasına, düşman içine girdi ve orada büyük çabalarla bir İmparatorluk kurdu. Ve bunu, bu İmparatorluğu, 600 yıl büyük bir yetkinlikle sürdürdü. Bunu başaran bir ulus, yüksek bir yöneticilik yeteneğine ve yönetim örgütlenmesine sahiptir. Böyle bir durum yalnızca kılıç gücüyle gerçekleştirilemez. Tüm dünya bilir ki Osmanlı Devleti, ordusunu çok geniş olan topraklarının bir ucundan diğer ucuna olağanüstü bir hızla, tepeden tırnağa donatılmış olarak ulaştırır ve bu orduyu aylarca belki de yıllarca besler, yedirir, içirir, giydirir ve yönetirdi. Böylesi bir etkinlik, yalnızca ordu örgütünün değil, (cephe gerisinde) yönetim birimlerinin de olağanüstü kusursuz ve yetenekli olduğuna kanıttır ''