1 Mayıs 2018 Salı

Afrika ve Luther


19. yüzyıldan kalma, Avrupa’da yapılmış bir Afrika haritası. Afrika’nın iç kesimleri hakkında pek de bilgi sahibi olmamaları, Avrupalıları kıtayı paylaşmaktan ve sınırlarını çizmekten alıkoymadı.

19. yüzyılın sonunda kimi Avrupalı güçler Afrika topraklarında hak iddia ettiler. İhtilafın tüm Avrupa’yı kasıp kavuracak topyekun bir savaşa dönüşmesinden korkan taraflar 1884’te Berlin’de bir araya geldiler ve Afrika’yı bir pasta misali böldüler. O dönemde Afrika’nın iç kesimleri Avrupalıların henüz keşfetmedikleri topraklardı. Afrika’nın kıyı şeridinin oldukça hassas haritalarına sahip olan İngiliz, Fransız ve Almanlar; Nijer, Kongo ve Zambezi nehirlerinin okyanusa döküldüğü yerleri çok iyi biliyordu. Ancak bu nehirlerin iç kesimlerde ne yöne ilerlediğine, kıyılarında hangi krallık ve kabilelerin yaşadığına, yerel din, tarih ve coğrafyaya dair pek bir fikirleri yoktu. Bu detaylar Avrupalı diplomatların umurunda da değildi. Yarı boş bir Afrika haritasını iyi cilalanmış bir Berlin masasına serip oraya buraya birkaç çizgi atarak kıtayı kendi aralarında bölüştüler.


Görsel 24: Papa, para için endüljanslan satarken (Bir Protestan risalesinden).

Luther’ın zamanında kilise inananlara son derece cazip anlaşmalar sunuyordu. Günah işlemişseniz ve öteki dünyada sonsuz bir ıstıraba hapsolmak istemiyorsanız elinizi korkak alıştırmadan bir endüljans[6] satın alabilirdiniz. 16. yüzyılın başında kilise, Avrupa’yı kasaba kasaba dolaşarak sabit fiyatlara endüljans satan profesyonel “seyyar kurtuluşçular” çalıştırmaya başlamıştı. Cennete giriş vizesi mi istiyorsunuz? On altın yeterli. Rahmetli büyükbaba Heinz’le büyükanne Gertrud’un da sizinle olmasını diler misiniz? Hiç sorun değil, otuz altına halledilebilir. Ünlü bir seyyar kurtuluşçu olan Dominikan rahibi Johannes Tetzel, efsaneye göre, altınlar sandığına düştüğü an ruhun araftan cennete uçtuğunu söylermiş.