8 Nisan 2020 Çarşamba

Erving Goffman’ın Benlik Kavramı ve İnsan Doğası Varsayımı Aydın Bayad


Toplumsal kategoriler hep vardı ve olmaya da devam edecek ancak çağımız açısından performansın artan ivmesiyle kategorilerin değişim, dönüşüm ve organizasyonunu anlamak için Goffman’ın yaklaşımı, içinde yaşadığımız postmodern/tüketim toplumu/ileri kapitalizm döneminde oldukça işlevsel gözükmektedir. Sadece kendi eserleri değil ondan ilham alan düşünürleri de ele aldığımız da Goffman’ın mikro dünyası gittikçe büyüyor gibi durmaktadır.

Ancak Goffman yüz yüze etkileşim sırasında sergilediğimiz bireysel farklılık ya da öznellik konusunu hafife almaz. Hatta benlik sunumu onun çalışmaları için önemli bir başlıktır. Kişinin veya bireyin ötekilerle karşılaşması durumunda kendisini nasıl yeniden ele aldığını, nasıl yeni bir şekilde sunduğunu ve bunun için nasıl yeni stratejiler gerçekleştirdiğini benlik sunumu kavramını kullanarak açıklar. İnsanların ötekiyle veya ötekilerle karşılaşması durumunda verdiği izlenimler ve vermeyi istemediği, kaçındığı ancak başkaları tarafından fark edilen veya edilmeyen izlenimlerden oluşan benlik sunum stratejileri kişinin bireysel özelliklerine göre farklılaşabilir. Bu farklılaşmayı olanaklı kılan Goffman’ın ikili benlik tanımıdır. Ona göre uzlaşımsal (consensual) benlik etkileşim sırasında ortaya konan hem icracı hem de izleyenin pratikleri sonucu şekillenen benlik ile oyun oynayan (player) benlik aynı anda her bireye içkin bir şekilde vardır. Çünkü birey öteki ile ilişkiye geçtiği anda aslında öteki karşısında bir sahneye çıkar ve bu sahnede bazı şeyleri ileterek bazı şeyleri ise iletmeyerek veya bazı şeylerin üstüne örterek etkileşime girer.

Kimlik etiketinin neyle doldurulacağından bağımsız olarak (biyolojik özel- likler, etnik miras, kültürel örüntü… vs.) değişebilen ve uzlaşmaya açık bir mekanizmasının var olabileceği fikri psikoloji alanında da yankı bulmuştur. Erikson’dan beri bireyin temelinde yatan bir süreç olarak tanımlanan kimliğin aşamalı olarak tamamlandığı –tamamlanması gerektiği- düşünülmektedir. Psikolojik bir ihtiyaç olarak ele alınan kimlik evrensellik iddiası taşımaktadır. Oysa 20. yy öncesi toplumlarında insanlar kendilerini ifade etmek için çeşitli kavram ve düzlem kullanırken, günümüzde kimliğe olan bağımlılığımız ancak yaşadığımız çağ ve onun getirisi olan sosyal organizasyonlarda aranabilir. Goffman’ın Anglo-Amerikan toplumunda benliğin yapısı hakkında söyledik- leri, özellikle çift kutuplu dünyanın sona ermesinin ardından neo-liberalizmin küresel sermaye ağı ve kültür endüstrisinin yayılımıyla gittikçe daha geniş coğrafyaları kapsamaktadır.