Toplumsal kategoriler hep vardı ve olmaya da devam edecek
ancak çağımız açısından performansın artan ivmesiyle kategorilerin değişim,
dönüşüm ve organizasyonunu anlamak için Goffman’ın yaklaşımı, içinde
yaşadığımız postmodern/tüketim toplumu/ileri kapitalizm döneminde oldukça
işlevsel gözükmektedir. Sadece kendi eserleri değil ondan ilham alan
düşünürleri de ele aldığımız da Goffman’ın mikro dünyası gittikçe büyüyor gibi
durmaktadır.
Ancak Goffman yüz yüze etkileşim sırasında
sergilediğimiz bireysel farklılık ya da öznellik konusunu hafife almaz. Hatta
benlik sunumu onun çalışmaları için önemli bir başlıktır. Kişinin veya bireyin
ötekilerle karşılaşması durumunda kendisini nasıl yeniden ele aldığını, nasıl
yeni bir şekilde sunduğunu ve bunun için nasıl yeni stratejiler
gerçekleştirdiğini benlik sunumu kavramını kullanarak açıklar. İnsanların
ötekiyle veya ötekilerle karşılaşması durumunda verdiği izlenimler ve vermeyi
istemediği, kaçındığı ancak başkaları tarafından fark edilen veya edilmeyen
izlenimlerden oluşan benlik sunum stratejileri kişinin bireysel özelliklerine
göre farklılaşabilir. Bu farklılaşmayı olanaklı kılan Goffman’ın ikili benlik
tanımıdır. Ona göre uzlaşımsal (consensual) benlik etkileşim sırasında ortaya
konan hem icracı hem de izleyenin pratikleri sonucu şekillenen benlik ile oyun
oynayan (player) benlik aynı anda her bireye içkin bir şekilde vardır. Çünkü
birey öteki ile ilişkiye geçtiği anda aslında öteki karşısında bir sahneye
çıkar ve bu sahnede bazı şeyleri ileterek bazı şeyleri ise iletmeyerek veya
bazı şeylerin üstüne örterek etkileşime girer.
Kimlik etiketinin neyle doldurulacağından
bağımsız olarak (biyolojik özel- likler, etnik miras, kültürel örüntü… vs.)
değişebilen ve uzlaşmaya açık bir mekanizmasının var olabileceği fikri
psikoloji alanında da yankı bulmuştur. Erikson’dan beri bireyin temelinde yatan
bir süreç olarak tanımlanan kimliğin aşamalı olarak tamamlandığı –tamamlanması
gerektiği- düşünülmektedir. Psikolojik bir ihtiyaç olarak ele alınan kimlik
evrensellik iddiası taşımaktadır. Oysa 20. yy öncesi toplumlarında insanlar
kendilerini ifade etmek için çeşitli kavram ve düzlem kullanırken, günümüzde
kimliğe olan bağımlılığımız ancak yaşadığımız çağ ve onun getirisi olan sosyal
organizasyonlarda aranabilir. Goffman’ın Anglo-Amerikan toplumunda benliğin
yapısı hakkında söyledik- leri, özellikle çift kutuplu dünyanın sona ermesinin
ardından neo-liberalizmin küresel sermaye ağı ve kültür endüstrisinin
yayılımıyla gittikçe daha geniş coğrafyaları kapsamaktadır.