5 Ağustos 2014 Salı

Ubıh Mitoloji

Wa. 
Bu sözcük, Tanrı'nın Ubıhça'daki iki adında geçen ortak unsurdur.
Wa sözcüğü, Çerkesce'de "gökyüzü" anlamına da gelmektedir.
Tanrı'nın bu iki adı "wa-sx'a" ve " wa-ba' " dır. Eğer Tanrı'nın korkutucu, intikam alıcı 
veazametli yönü vutgulanacaksa, örneğin yeminlerde ya da lanetlerde olduğu gibi, 
bu durumda"wa-sx'a"adı (sz'a "toz;ateşli silahlar için Barut?"), yok eğer Tanrı'nın 
kerem sahibi olmayönü vurgulanacaksa, örneğin takdislerde olduğu gibi, 
bu durumda "wa-ba" adı(ikinci öğe belirsizdir) kullanılır. 


S'able.
Bir Ubıh öyküsünde geçen, yeryüzünde yaşayan ve bir mızrağı korumakla
görevli bir ejder, yarı yarıya tercübe edilerek yarı yarıya benzetilerek oluşturulan
c'ag'ebla (c'a = at) adını taşır.
Çerkeslerde göksel bir ejder olup, şimşek ve gökgürültüsü üretmektedir. 
 "yılan at" manasına gelmektedir.


Ax'in


Sığır sürülerinin koruyucudur. Ona Abhazla, Ubıhlar ve Çerkeslerin en batıda
olanları taparlar. Abazların Ceba boyu onun özel koruması altındadır. Günün birinde
Abhazlar, yağmaladıkları Ubıh yöresinden dönerken, Ax'in e adanmış bir yerde mola
verirler. Burada danslı bir eğlence düzenler ve esirleri hatta hamile bir kadını dahi 
kendilerine katılması için zorlarlar. kadın maruz kaldığı bu zorbalık karşısında Tanrı'ya
yakarır ve işte o anda yer yarılıp acımasız eşkiyaları yutar. Ancak aynı biçimde
Ceba boyundan biri de ani bir kararla Tanrı'ya yakarıp, ona üç yılda bir, kutsal
korulukta bir inek kurban edeceğine dair söz verir. Böylece kurutulur ve onun soyundan
gelenlerde bu sözü yerine getirmeye devam ederler.

Her ilkbahar Ax'in bizzat kendisi sürünün içinden bir inek seçerdi, hayvan böğürerek
ve diğerlerinden farklı davranarak, kurban edilmek üzere kendisinin seçildiğini belli
ederdi. İnek sütle yıkanarak serbest bırakılırdı. Kimse onu belli bir yöne doğru 
sürmediğinden Çerkesler ona "c'eme terek'o" (kendi başına giden inek) derlerdi.

İnek, Abhaz ve Ubıh boylarına uğrar ve peşindeki kalabalık geçtiği her köyde 
biraz daha büyürdü.Sonunda kutsal koruluğa varır ve sakin bir şekilde peşindekilerin 
gelmesini beklerdi. İnek dua edilerek kesilirdi.

İnek kesildikten sonra her bir parçası ayrı bir yere taşınırdı.Bir yerden diğerine 
giderkende şarkılar söylenip dans edilirdi. Ayrıca kurbanın karaciğeri büyük bir çayıra
taşınırdı. bu çayırın orta yerinde "Biz" adı verilen şarapla dolu büyük bir fıçı bulunurdu.
Bu fıçının içindeki şarap yalnızca bu törende içilmekteydi. 

Ancak günlerden birgün T'aba ailesinden bir Ubıh, gelen misafirine ikram edecek şarap
bulamayınca, çayıra gidip şarap alma küstahlığında bulunur. Gece yarısı fıçı ortadan ikiye
ayrılır ve Ax'in ineği ortadan kaybolur ve bir daha görünmez.